Osmanlı İmparatorluğu...
Yüzyıllar boyunca üç kıtada hüküm sürmüş, günümüzdeki birçok ülkeyi zamanında yönetimi altına almış büyük bir dünya gücü. Yankıları bugün halen devam etmekte olan bu gücün etkisinde kalmamak elbette mümkün değil.
Kütahya'da hala her köşe başındaki Osmanlı döneminden kalma çeşmelerden su akar ve içilebilir. Tarih kokan konaklarının bacaları tütmeye devam eder. Kütahyalı olduğum için ben de her zaman bu büyünün etkisinde kalan birisi oldum. Osmanlı'nın mistik havasının her an hissedildiği Kütahya'da doğup büyüdüğüm için bu kültürün bende derin izler bıraktığını söyleyebilirim. Şehrin sıcaklığını sınırlarından girdiğiniz an hissedersiniz. Hoşgörü, anlayış, dostluk Kütahya'nın özüdür.
Ne mutlu ki, ben de geçen zaman içinde bu yaşanmışlıklara değer veren bir anne-babanın evladıyım. Bu nedenle geçmişe duyduğum özlem ve saygıyı, kendimce anlatarak geleceğe miras bırakmayı bana düşen görev bildim. Hissettiğim tüm yoğun duyguları emeğimle birleştirerek, kuşaklar arası bir köprü kurmak istedim. İletişim aracım porselen oldu. Bugün bile dünya çapındaki sanatçılara ve tasarımcılara ilham kaynağı olmuş kaftanlar, armalar, nişanlar, kılıçlara vb. kadar, Osmanlı'yı bize anlatan birçok tasarımı, Porselenden Hayatlar "Geçmişe Özlem" koleksiyonumla yeniden yorumladım.
M. Kemal Atatürk'ün "Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur." sözünü hiç bir zaman unutmayarak, içimde geçmişten kalan ve yaşamaya devam eden ne varsa porselene aktardağım koleksiyonumu beğeninize sunuyorum.
En derin saygılarımla,
Sema Güral Sürmeli
